4 Aralık 2014 Perşembe

Silo - Hugh Howey

Silo
Hugh Howey
MonoKL Edebiyat
Çeviren: Mehmet Rasim Emirosmanoğlu - Gökhan Sarı
517 Sayfa
Puanım:★★★


    Kimilerinin uydurduğu yalanlar, kimilerinin gerçekleri olabilir. Özellikle günümüzde bilginin bu kadar yoğun olmasından kaynaklı bir durumun sonucu olarak herkes her söylenene inanıyor ve asla bilginin doğruluğunu veya gerçekliğini sorgulanmıyor. İşte post-apokaliptik bir dünyada yaşayan Silo'nun insanları da hayatlarını bir yalanın üzerinde yaşıyorlar. 

   Kitap okuyucuyu uzak bir gelecekte atmosferin zehirli gazlar ve toz bulutlarıyla kaplı olduğu bir dünyaya götürüyor. Açık atmosferde yaşamanın olanaksız olduğu içinde insanlar çareyi yer altına yaptıkları Silolarında sürdürmeye devam ediyorlar. Silo, 144 kattan oluşan ve kendi içinde 48'er katlı 3 bölümden oluşan hiyerarşik bir  yapıya sahip. Bu bölümler En derin, Orta Katlar ve En Tepeden oluşuyor. Orta katlardaki IT ise ayrıcalıklara sahip bir bölüm. Öyle ki tüm olayların düğüm noktası da bu bölüm. Silo'da güçlü bir iş bölümü var ve tüm işler tıkırında gidiyor. Yalnız bir sorun var ki asla dışarısı hakkında konuşmak kesinlikle yasak.  Hatta orayı düşünmek bile yasak. Silo halkının en büyük tabusu dış dünya. Dış dünyadan alınan tek görüntü ise Silonun tepesindeki kameralardan alınan gri bir gökyüzü, ölü topraklar ve viran bir şehir. Dışarının böyle olduğu konusunda herkes hem fikir ve insanlar buna o kadar inanmışlar ki ezelden beri dünyanın böyle olduğunu düşünüyorlar. Ama dışarıyı merak edenler, sorgulayanlar ve kendilerine sunulan doğruların gerçekliğinin peşine düşenlerin çizdiği bir roman Silo. Kara bulutların hakim olduğu bu dünyada en ufak suçlar bile affedilmiyor ve suçlular temizliğe gönderiliyor. Temizlik de neyin nesi mi dediniz? Ee, bunu da güzel romanı okuyup öğrenin bence. :)



    Kitap okunmaya başlar başlanmaz çok büyük bir gizem sunuyor okuyucuya. Yazar gerçekten merak unsurunu çok iyi kullanmış, okudukça gelen cevaplar yeni soruları doğuruyor. Kitap acabalar, nasıllar ve nedenler ile geçiyor. Yer yer ters köşeye yatırmaktan da kaçınmamış yazar. Haha işte yakaladım dediğim anda bile tahminlerim tam olarak tutmadı. Kitabın belki de en iyi özelliği olayların gizemini çözerken yazar tüm ipleri eline almamış, ''Hey! Romanı okuyan kişi, öyle çayını kahveni falan alıp da rahat rahat okumak yok, gir içeri sen de katıl bu koşuşturmaya bu gizeme'' demiş. Benim en sevdiğim okuma seklidir aktif okuma. Bu yüzden de kitabı sevdim, yeni çıkan kitaplar içinde en iyilerinden olabilir diyorum. Özellikle söylemem gerekirse son dönemlerde popüler kültürün kendi topraklarına kattığı distopya kurgulardan bir kaç adım önce bir kitap Silo.

    Okurken zihnimi en çok meşgul eden şey ''Kendi özgürlüğümüzü sadece ve sadece yine kendimiz engelleyebiliriz'' düşüncesi oldu. Hiçbir otorite, hiçbir baskı ya da hiçbir kimse özgürlüğe zincir vuramaz. Dediklerim kitabın hemen hemen her anında vardı. Sorgulayanlar ve kendi özgürlüğünü arayanlar  Silo'nun kaderini değiştirdi. Ayrıca kitlelerin yalanlarla nasıl ikan edildiğini, insanların körü körüne nasıl bağlandıklarını çok güzel bir şekilde toplumun üzerinden açıklamış.  Açıkça görülüyor ki yalanlar üzerine kurulmuş bir otoritenin en tehlikeli düşmanı düşünen insanlardır.




    Son olarak belirtmem gerekirse üç kitaptan oluşan bu serinin ilk kitabı Silo'yu okumanızı öneririm. Akıcı dili ve kendi içine geçen kurgusu ile okuyucuya güzel vakit geçirtirken aynı zamanda düşünmeye, olayları kavramaya bazı yerlerde ise günümüz ile kıyaslamaya itiyor. Okumanızı tavsiye ederim. Tek bir noktada eleştiri yapabilirim, o da bazı yerlerde paragraflar biraz uzun tutulmuş gibi geldi. Su altında hareket eden bir kabarcığın bir paragraflık betimlemesi bana fazla geldi. Bunun dışında hiç bir sıkıntı yoktu.Umarım yayınevi çok bekletmeden ikinci kitabı da yayımlar. Kendilerine sorduğumda yayın tarihi için Şubat 2015 dediler. Merakla bekliyor olacağım. Kendinize iyi bakın, esen kalın. :)

Altını Çizdiklerim

  • Yaşınız ilerledikçe elinizin uzandığı her şeyi sıkı sıkıya kavramamız gerektiğini bilirdiniz. Nihayetinde başka şeyler kayıp giderdi.
  • Bazı insanlar virüs gibidirler. Veba gibi yayıldıklarını görmek istemiyorsan siloyu onlara karşı aşılarsın olur biter. Hepsini ortadan kaldırırsın.

4 yorum:

  1. Yazarı da kitabı da hiç duymamıştım, ilk fırsatta okuyacağım. Paylaşım için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim. :) Umarın beğenirsiniz. :)

      Sil
  2. Kitapçıda gördüğümde çok okumak istemiştim ama sonra karar veremedim... yorumunuza göre okunabilirmiş.. bir daha bakayım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence okuma isteğinizi daha fazla ertelemeyin ve alın. :) Basit bir kitap değil kesinlikle, kendisini okutuyor.

      Sil

...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...