Daha önce her kitap için ayrı ayrı yazılar yazmıştım ama bundan sonra bazı kitaplar için bu şekilde toplu bir yazı yazmaya karar verdim. Hem daha derli toplu olur hem de okuyup beni çok fazla etkilemeyen kitaplar için daha sade anlatım oluştururum diye düşündüm. Evet, başlayalım mı?
Stefan Zwieg
Can Yayınları
191 Sayfa
Çeviren: İlknur Özdemir
Puanım:★★★
Bu kitapta herkes ölüyor! o-O Hemen üstüme gelmeyin, durun yahu. Önce bir dinleyin. :) Kitap yedi öyküden oluşuyor ve öykülerin hepsi intihar temalı. Kitap karakterlerinin hayatları uçurumun kenarında süzülüyor ve ufacık bir rüzgarda da engin sonsuzluğa düşüyor.
İntihar, insanın kendi hayatına kendi elleriyle son vermesi. Bu kelimeler duyulur duyulmaz insanın içinde bir ürperti salık verir. Stefan Zwieg işte bu ürpertiyi kelimelere dökmüş, karakterlerin son anları çok iyi anlatmış. Zaten yazar da kendi hayatına kendi elleriyle son vermiş, gençliğinden beri bu düşünceye saplantılı kalmış. Bu olguyu bu kadar başarılı anlatmasının nedeni de bu bence. Ama hikayelerin akıcılığı ve okunabilirliği konusunda aynı şeyi söyleyemiyorum. İçimi sıkan, bunaltan kasvetli bir havası vardı öykülerin. Daha önce okuduğum Satranç kitabında da olan psikolojik çözümlemelerin benzerleri mevcuttu. Karakterlerin psikolojik durumları çok güzel tasvir edilmişti; ama bir Satranç değil! ''Bir insan neden intihar eder?'' sorusuna, bana göre kısmi olsa da bir yanıt verdi; ama bu düşünceye karşı bir duruşum olduğu için midir bilinmez, intiharları bir türlü hazmedemedim. Kitabın rengi kesinlikle simsiyahtı. Okudukça sanki acılarla sulanmış topraklara gömüldüm. En sonunda bitti ve tekrar yeryüzüne çıktım. Etrafıma bakındım, güneş ışıldıyor, sonbaharın ayak sesleri duyuluyordu. Yaşamak güzeldi.
Can Yayınları
182 Sayfa
Çeviren: Özdemir İnce
Puanım:★★☆
Seni hiç sevmedim süt oğlan. Zaten babanı da hiç sevmezdim...
Oysa ki umutlu çıkmıştım seninle bu yolculuğa. Hakkındaki söylenenler umurumda değildi. Sevmek istemiştim sadece. Söylenenleri yalancı çıkaracaktın. Neden olmadı? Sebep neydi ki?
Evet dostlar, anlaşılacağı gibi bu kitapta büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Sevmek için zorladım, ama olmadı. Çoban Santiago'nun bir düş görmesi ve o düşün peşinde Mısır Piramitlerine uzanan yolculuğunu anlatıyor kitap. Çölle konuşuyor, rüzgar oluyor, böyle garip şeyler yaşanıyor kitapta. Genel olarak verdiği mesajlar çok sıradan geldi ve Evrenin Ruhu lafından fazlasıyla sıkıldım. Bu tarz düşünceler bana fazlasıyla bayağı geliyor nedense. Duyduğum an kaçasım geliyor. Her şeye rağmen sevdiğim kısımlar, sayfalar olmadı değil. Kitabın sonunda verdiği mesaj da yüzümde bir tebessüm oluşturdu; ancak bundan da öteye gidemedi. Ha bir de dili akıcı ve sade masalsı bir anlatıma sahip.
Şimdi başka yolculuklara yelken açma zamanı. Sizlere çok sevdiğim bir şarkıyla veda ediyorum ve sahneyi Bulutsuzluk Özlemi'ne bırakıyorum. İyi okumalar ve keyifli dinlemeler herkese. :)
Şimdi başka yolculuklara yelken açma zamanı. Sizlere çok sevdiğim bir şarkıyla veda ediyorum ve sahneyi Bulutsuzluk Özlemi'ne bırakıyorum. İyi okumalar ve keyifli dinlemeler herkese. :)
Bu arada ben Mim yazısı yazacaktım değil mi? Unuttum sanmayın, geliyor o da. :)
oh ya bi tek ben degilim demek ki simyaciyi begenmeyen:) paulo coelho sisirilmis bir yazar gibi geliyor bana niyeyse ben begenemedim arkadas bir turlu bu adamin kalemini :)
YanıtlaSilbu arada amok kosucusunu baya merak ettim ben hic bu konuda oldugunu tahmin etmemistim, alinacaklar listemin baslarina yerlesti :) ve fikir cok iyi ben de bazilarini hic yazmak istemedigimden ama yazmam gerektigini dusunup diger yazmak iatediklerimi de yazamiyorum boyle birikip duruyor okunanlar :) sarki da cok iyi geldi elinize saglik yaziyi okuyup, muzigi dinleyerek rahatlayip cikiyorum su an blogunuzdan :)
Yalnız değilsiniz inanın. Simyacı kafamda tam oturmadı. Kitapta sırrını çözemediğim bir kargaşa vardı. Sanırım ''Kişisel Menkıbe''mi tamamlayamadığım için anlayamadım. :)
SilAmok Koşucusu aslında kötü değil, ama beni sarsan bir kitap da değil. İntihar konusu, öykü yerine romanda işlenilseydi, belki de daha çok beğenecektim. Çünkü karakterlerin geçmişi daha derin işlenirdi diye düşünüyorum. Ama yine de okuyun derim, hem bu kadar da merak ettiyseniz kesin okuyun. :)
Çok teşekkür ediyorum, çok sevindim. Okuduklarınızı biriktirmeyin, az da olsa yazın. Biz de güzel yorumlarınızı okuyup bilgilenelim. :)
vay be ne yorum,bir şey diyemiyorum ..bundan sonra sizin yorumlarınızı da daha bir merakla bekliyor olacağım..satranç beni etkilemişti o yüzden amok kosucusunu da merak ettim açıkçası..yakında okurum umarım :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum. Ne kadar mutlu ettiniz bir bilseniz. :) Yazdıklarımın beğenilmesini sağlamak için çabalıyorum, inanın daha yolun başındayım. Daha iyisi olacaktır elbette. :) Tekrardan teşekkürler. :)
SilEğer merak ettiyseniz okuyun derim. Farklı bir havası olan ve konusu itibariyle sıra dışı bir kitap. :)
Lisede iken Simyacı okuduğumu hatırlıyorum lakin içeriği neydi orası biraz puslu. Tamam tamam unuttum gitti :(
YanıtlaSilBence pek bir şey kaybetmediniz. Tabii eğer isterseniz tekrardan okuyun. Zevkler ve renkler tartışılmaz, belki siz seversiniz. :)
Silben sevmiştim simyacıyı ama okuyalı yıllar yıllar oldu.. belki simdi alsam elime sıkılır bırakırım :)
YanıtlaSilamok koşucusu duyupta okumadığım kitaplardan , bende listeme eklesem mi ki ?
Bence ekleyin, değişik bir deneyim oldu benim için. Size de tavsiye ederim. :) Şimdi düşündüm de Simaycı küçük yaşlarda okunursa belki daha keyifli gelebilir, haklı olabilirsiniz. :)
SilEvet Eral Abla Endüstri Mühendisliği okuyorum. :) Aslında lisede edebiyata pek bir ilgim yoktu. Üniversiteye başladıktan sonra kitap almaya, kitap okumaya başladım. Çok teşekkür ediyorum. :)
YanıtlaSilBence kesinlikle beğenirsiniz, üstelik kitaptan gelen mükemmel eski sayfa kokusu kitaba ayrı bir güzellik katar. :)
İzin mi? Ne demek bütün laflar sizin olsun. :) Benim gibi düşünenleri görmek mutlu ediyor. Demek ki benim açımdan sorunlu bir kitap değil, genel bir kanıymış. Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum. Blogumun sıkı takipçisi olmanız beni çok mutlu ediyor. :)
Ne yazsan okurum:) Simyacı'yı aslında çok severek okudum. Sanırım evren, pozitif düşünce, yüreğini dinle vs polyannaciligimin tuttuğu bir dönemde okudum. Zira yorumun mantıklı geldi şimdi :D
YanıtlaSilBenim duyduğum zaman kaçasım gelen şeyler. :) Gerçekçi bulmuyorum. Bana göre evren atomlardan oluşan bir yapı. Evrenin Ruhu vs. denilip manevi bir hava katılması ters geliyor.
SilTeşekkür ederim. Aynı şekilde ben de ne yazarsan okurum, okuma listemde görür görmez hemen bloguna damlıyorum. :)
Allah bağışlasın, ne güzel bir duygu olsak gerek bir anne için iki evladının da bir yerlere gelmesi, aynı zamanda kitaplara anneleri gibi düşkün olmaları. Ben de böyle güzel örnekler duydukça çok seviniyorum. :) Allah daim etsin inşallah ve herkese de nasip etsin. :)
YanıtlaSilKendimi her konuda geliştirmek için çabalıyorum. Özel ilgi alanım edebiyat ve astronomi. :) Ama çevredeki gençlerde maalesef bu pek fazla yok. Kitap okuyan sınırlı, bu durum beni üzüyor. Kendi çevremde bir üniversite ortamında edebiyatı geçtim, bilim hakkında bile konuşmak bile zor olabiliyor bazen. Ne yazık ki genel olarak toplumumuzda okuma-araştırma eksikliği çok fazla. Keşke olabilse o kadar çok isterim ki.
Çok teşekkür ediyorum ama daha edebiyatçı olmak için krık fırın ekmek yemek bile az gelir. Yavaş yavaş geliştireceğime inanıyorum. :) Yeter ki okuduğum kitapları insanlara iyi anlatabileyim. Bu bana yeter. Bu güzel yorumlar gerçekten beni çok motive ediyor. Tekrardan binlerce kez teşekkür ediyorum Eral Abla. :)
Simyacıyı okurken sıkılan tek ben değilmişim öncelikle bundan dolayı kendime karşı şüphelerim yok oldu :) Yine ellerine sağlık güzel bir post olmuş.
YanıtlaSilDiyorum neden bu sayfayı bu kadar takip ediyorum, güzel yazılarının dışında bir de meslektaşmışız:) Ben de Endüstri Mühendisliğinden bu haziran da mezun oldum. Senin gibi kalemi güçlü, zihni açık mühendislere ihtiyacımız var :)
Gördüğüm kadarıyla sevmeyenlerin sayısı sevenlerden daha fazla. :) Çok teşekkür ediyorum. Çok sevindim blogumu takip eden biri ile meslektaş olmak çok güzel. :) Evet, katılıyorum. Yetkin mühendislere ihtiyaç çok fazla. Daha çok çalışmalıyız. Bu arada Meslek hayatında başarılar dilerim. :) İnşallah ben de hayırlısıyla mezun olurum. :)
SilSimyacı'yı okumadım ama son romanından sonra Coelho'nun çok abartılan biri olduğunu düşünüyorum... Ama Zweig muhteşemdir.. Amok Koşucusu'da çok iyiydi... ben pek öykü okuyamam ama yine de çok sevmiştim...
YanıtlaSilGenç biri olarak okumalarınız çok iyi, devamını diliyorum... meesleğinizde de hayatınızda da başarılar...
Ben de öykü okuyamıyorum maalesef. Paulo Coelho'dan daha bir kitap okudum tam anlamıyla bir yargıya değilim ama Simyacı'nın hak ettiği değerden fazlasını aldığını düşünüyorum hele ki Simyacı'dan nice sağlam kitaplar varken. Çok teşekkür ediyorum güzel dilekleriniz için. Bloguma da hoş geldiniz. :)
Sil