18 Mayıs 2014 Pazar

Acımasız - Karin Slaughter

Karin Slaugther
Acımasız
Kırmızı Kedi Yayınevi
Çeviren: Ali Cevat Akkoyunlu
440 Sayfa
Puanım: ★★★

   Birkaç gün önce bitirmiştim ama ne yazık ki olanlardan dolayı yazma isteği pek gelmemişti. Tekrardan tüm Türkiye'nin başı sağ olsun.

   Polisiye okumayı gerçekten seviyorum. Kanıtlar, kaçış-kovalamaca, otopsiler, olay yeri incelemeleri ve tabii ki en önemlisi ''Katil kim?'' sorusu. Hem bir film izliyor hissine kapılıyorum, hem de kafa dağıtmak açısından birebir. Gerçek bir polisiye okunuyorsa eğer soluk soluğa okumamak imkansız. Ayrıca uzun zamandır da (yaklaşık 6 ay) polisiye okumamıştım. Daha çok klasiklere yönelmiştim. Bu serüvene ara verip sevdiğim polisiyeden kitap okumak istedim. Gel gelelim bu kitap benim polisiye açlığımı tatmin etti mi? Cevabım: Üzülerek hayır. Aslında kitap çok iyi başladı, yüksek bir tempo vardı. Acaba neler olacak diye merak ettim; fakat bir yerden sonra yavaşladı. Cümleler beni sıkmaya başladı. Bazı gereksiz ayrıntılara değinmiş gibi geldi yazar. Olayda büyük bir gizem de hissetmedim. Kendi kendime ''Ha gayret az kaldı. Finali müthiştir oğlum'' dedim. Nafile, final de beni tatmin etmedi. Katil çok kolay bulundu. Benim nazarımda polisiye kitap için sonunda ''Yok artık. Bu kadar da olmaz ki.'' diye bir cümle kurmamışsam eğer, o kitap olmamış demektir. Evet, her ne kadar bir cinayetin nasıl çözüldüğü hakkında güzel bir serüven olsa da ben kitabı sevmedim. Yazara belki bir şans daha verebilirim; ama şu anlık okuma planlarımda değil. Polisiye açlığım devam ediyor ve ben bu açlığı Simon Beckett'in Mezarların Çağrısı ile gidereceğime eminim.

   Peki kitabı tavsiye eder miyim? Pek tavsiye etmek içimden gelmiyor. Yazılmış daha iyi polisiyeler var. Herkese keyifli okumalar diliyorum. Esen kalın. :)

Arka kapak yazısından:
   Acımasız, trafik kazası geçiren bir genç kadının Atlanta'daki bir hastanenin acil servisine getirilmesiyle başlar. Ancak Dr. Sara Linton genç kadının yaralarının sadece kazadan kaynaklanmadığını, öncesinde işkence görmüş olduğunu anlar. Özel ajan Will Trent ve ortağı Faith Mitchell ile birlikte doktor da kendini bu soruşturmanın içinde bulur ve kadının geçmişini araştırır. Soruşturma ilerledikçe karşılarında acımasız bir katil olduğunu anlayacak, olay yerinde, onun yeraltındaki işkence odasına ulaşacaklardır. Katil işbaşındadır, bulunan genç kadın onun ne ilk ne de son kurbanıdır, katil tutuklanmazsa yeni bir cinayetle karşılaşacakları bellidir.

Karin Slaughter 

   Amerikalı polisiye yazarı. 1971'de Georgia eyaletine bağlı küçük bir kasabada doğdu. 2001'de yayımlanan ilk romanı Blindsighted (körbakış) ile uluslararası bir başarı kazandı, kitabı 30'u aşkın dile çevrildi. Kitapları tüm dünyada 32 milyon sattı.

14 Mayıs 2014 Çarşamba

...


Kara gün. Para uğruna yitirilen canlar. Kader deyip iki güne unutulan canlar. Başımız sağ olsun. Allah vefat edenlere rahmet, acılı ailelere sabır versin.

4 Mayıs 2014 Pazar

Okuma Şenliği Raporu


  

Sonuç: 120 Puan - 2380 Sayfa

1. Kategori (10 puan): Tavsiyelerine güvendiği birinin önerdiği bir kitabı okuyanlara (En az 200 sayfa).

  Zorba -  Nikos Kazancakis  348 Sayfa Can Yayınları

2. Kategori (15 puan): Bir şiir kitabı okuyanlara (Sayfa sınırlaması yok).

  Özdemir Asaf - Çicek Senfonisi  487 Sayfa   Yapı Kredi Yayınları


4. Kategori (15 puan): Bir öykü kitabı okuyanlara (Sayfa sınırlaması yok).

İnsan Neyle Yaşar? - Lev Tolstoy  96 Sayfa İş Bankası Kültür Yayınları

5. Kategori (20 puan): Adında bir çiçek adı olan veya "çiçek" sözcüğü geçen bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa).

Vadideki Zambak - Honoré de Balzac 327 Sayfa   Bordo-Siyah Yayınları

6. Kategori (20 puan): Şimdiye kadar hiç bir kitabını okumadığı bir kadın yazardan bir kitap okuyanlara (En az 200 sayfa). 

  Acımasız - Karin Slaughter  440 Sayfa     Kırmızı Kedi Yayınevi 

8. Kategori (20 puan): Sinemaya uyarlanmış bir kitabı okuyup filmini izleyenlere (En az 200 sayfa).

  Sineklerin Tanrısı -  William Golding  261 Sayfa   İş Bankası Kültür Yayınları

9. Kategori (20 puan): Kütüphanesinde en uzun süredir okunmayı bekleyen o kitabı okuyanlara (En az 200 sayfa).

Martin Eden - Jack London  421 Sayfa   İletişim Yayınları


     

Sineklerin Tanrısı - William Golding

Sineklerin Tanrısı
William Golding
İş Bankası Kültür Yayınları
Çevirmen: Mîna Urgan
261 Sayfa
Puanım:★★★
   
   İnsanın hamurunda iyilik ve kötülük vardır ve bu iki gücün savaşı insanın hayatına her zaman eşlik eder. Kimi insanda  iyilik ağır basıyorken kiminde de kötülük ağır basar. Aslında olay bir dengenin işleyişidir ve evrenin her köşesinde bulunan dengenin, insanın karakterinde de var  olması bir zorunluluktur. İyilik kötülükten beslendiği gibi kötülükte iyilikten beslenir; fakat iyiliği anlamlı kılan kötülüğün mevcudiyetidir. İşte William Golding, bu kitapta çocuk karakterler kullanarak bize iyilik ve kötülüğün savaşını, bu alegorik romanla; yani karakterlere ve olaylara simgesel roller yükleyerek okuyucuya anlatıyor.

Bizden başka canavar yok belki.
   
Roman, gelecekteki büyük bir savaş sırasında çocukları güvenli bölgeye taşımakla sorumlu uçağın, bir saldırı sonucu vurulup ıssız bir adaya düşmesiyle başlıyor. Kazadan kurtulanlar altı ile on iki yaş aralığındaki çocuklar. Her şey bir oyun gibi başlıyor. Düzen kuruluyor, hatta içlerinden birini şef seçiyorlar .Çocuklar cennet gibi bir adada hoş vakit geçirebileceklerini sanıyorlar; ama her yetişkinin gözünde melek olan o çocuklar cenneti cehenneme çevirmeyi başarıyorlar. Oyun birden iktidar savaşına dönüyor. Herkes biliyor ki insanoğlu iktidar uğruna hiç düşünmeden en kötü şeyleri bile yapmıştır. Ve yine insanoğlu her zaman günü kurtarma peşindedir. Geleceği veya doğruluğu önemsemez. Nitekim kitapta da çocuklar, onları adadan kurtarabilecek duman yerine, sadece günü kurtaran bir parça eti seçtiler.

“Düşünce değerli bir şeydi, sonuçlar veren bir şeydi.”
  
 Başlangıçta ''Çocuk kitabı mı okuyorum ben?'' diye başlasam da kitabın son sayfalarındaki gerilim dolu satırları okurken ''Lanet olsun sana Jack. Nasıl bir insansın sen?"  gibi Amerikan filmlerinden çıkmış nidalarım, kitabın sonunda ise ''Bütün insanlar kötü mü?''  sorusuna dönüştü. Bu soruyu keskin bir biçimde sorduruyor yazarımız ama aslında cevabı kitabın satırlarına yerleştirmiş. Çok büyük derslerin çıkartılabileceği bir roman yazan William Golding, Nobel Edebiyat Ödülü'nü sonuna kadar hakketmiş bence. Kitabın tek olumsuz yanı bazı betimlemelerin akıcılığı bozması ve İngiliz ölçü birimlerinin kullanılması. Keşke yayınevi bu ölçülerin metrik karşılığını dipnot olarak verseymiş.

Dünya, ne olduğu bilinen dünya, yasalara uyan dünya, kaymak üzereydi. Eskiden şu vardı, bu vardı; ama şimdi...

   Mîna Urgan'ın çeviri kalitesine diyecek söz yok. Ayrıca kitabın sonuna Mîna Urgan'ın yetkin bir eleştirisini de okumak çok keyifli. Mükemmel bir şekilde her konuya açıklık getirmiş ve kitabın daha kolay özümsenmesini sağlamış. Kitabı herkese tavsiye ediyorum. Esen kalın. :)

William Golding

1911 yılında Cornwall'da doğdu. Oyuncu, öğretim görevlisi, denizci, müzisyen ve son olarak okul müdürü sıfatıyla çalıştı. 1934'te Şiirler adlı ilk kitabı yayımlandı. 1940 yılında Kraliyet donanmasında görev aldı. 1954'te ilk romanı Sineklerin Tanrısı yayımlandı. Bu romanın yakaladığı yazınsal ve ticari başarının ardından, 1961 yılında öğretmenliği bıraktı ve kendini tamamen yazmaya adadı. Kule ve Çatal Dil olmak üzere toplam on iki roman yazdı. Sineklerin Tanrısı 1963 yılında Peter Brook tarafından filme alındı. 1983 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen Golding, 1993 yazında hayata gözlerini yumdu.

...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...