1 Temmuz 2014 Salı

Kırmızı Pazartesi - Gabriel García Márquez

Kırmızı Pazartesi
Gabriel García Márquez
Can Yayınları
Çeviren: İnci Kut
107 Sayfa
Puanım: ★★★
   
   Kırmızı Pazartesi benim ilk Gabriel García Márquez okumamdı. Maalesef  yazarı geçen aylarda yitirmiştik. Gerçek anlamda edebiyatçıları bir bir yitiriyoruz; ama yeni yazarlardan ne kadarı gerçek anlamda edebiyatçı? Bu durum günümüzde çok tartışmalı bir durum.

“Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.” 
    
   Bu seferki hikayemizin konusu bir cinayet; fakat salt bir polisiye gibi olay örgüsü,  vs. yok. Kitabın baş karakteri Santiago Nasar'ın öleceği daha ilk cümleden belli ama bu durum kitabın okunabilirliğini hiç azaltmıyor. Aksine bir cinayet nasıl göz göre göre işlenir, buna şahit olunuyor. Şahit olunuyor dedim; çünkü olayın anlatış şekli çok kuvvetli ve ben okurken birazcık belgesel izliyormuşum tadı aldım. Belgesel tadı almamın nedeniyse şöyle: Yazar, olayı anlatırken cinayetin işlendiği kasabada yaşayan ve bu cinayete tanık olanların söylediklerinden alıntılar yapmış. Kitabın işleyişine de bu alıntıları serpmiş ve çok farklı, bana göre sıra dışı bir anlatım olmuş. Bu sebeple okurken sanki televizyon karşında 'Santiago Nasar'ın Ölümü' adlı belgeseli izliyormuşum gibi hissettim. Farklı bir okuma deneyimiydi benim için. 

“Kader bizleri görünmez kılar.” 
   
   Kitapta işlenen cinayet bir namus cinayeti. Bu tip cinayetlere biz toplum olarak çok aşinayız. Herkes biliyor ki bu cinayetlerin çoğu göz göre göre işleniyor. İşte bu kitapta da aynen böyle oluyor. Cinayet adım adım gelirken kimse kılını kıpırdatmıyor. Nasıl olsa biri halleder düşüncesi sahip toplum, cinayetin işlenmemesi için hiç bir şey yapmıyor. Okurken kasabalılara epeyce bağırdım. Bu kadar da olmaz. Bir baba yiğit yok muydu durun diyecek? Tamam, Nasar öyle sütten çıkmış ak kaşık, annelerimizin kıyas parametresi olan komşu çocuğuna aday biri değildi; ama sonuçta bir insandı. Bence suçu ne olursa olsun, kimse ölmeyi hak etmez. Bu kadar lakırdıyı bir sonuca bağlarsam gerekirse, yazarımız toplumsal uyuşukluğu başarı bir şekilde satır aralarına yedirmiş.   
   
   Kitabın bende oluşturduğu tek olumsuz taraf, başlarda birazcık olayın ağır işlemeseydi. Ama kitap sayfaları ilerledikçe ve olaya aşina oldukça kitabın okunması çok daha kolaylaştı. Küçük bir bilgi daha vereyim. Kitaptaki olay, Gabriel García Márquez'in çocukken tanıklık olduğu gerçek bir cinayete dayanıyor. Evet, bana ayrılan bir sürenin sonuna daha geldik. Kalemden sevgilerle. Herkese keyifli okumalar. :)

   Son olarak herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum. Bereketli, bol dualı ve tabii ki bol okumalı bir Ramazan olması dileğiyle. :)

10 yorum:

  1. Merhaba Hayırlı Ramazan'lar. Belgesel izlemeyi seven biri olarak belgesel tadındaki bu kitabı da severek okuyacağımı umuyorum.:) Marquez'i kaybettikten sonra kitaplarıyla tanışmak beni fazlasıyla üzmüştü. Severek okuduğumuz değerli insanlarla aynı dünyada olmamak, kendilerine geç kalmak insanı acıtıyo .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba hayırlı Ramazanlar :)
      Bence de severek okursunuz. Güzel kısa ama etkili bir kitap. Belgesel izlemeyi seviyorsanız daha ne olsun. :) Keşke aynı dünya da olabilseydik. Gönül isterdi Dostoyevski ile Sabahattin Ali' ile tanışmayı, iki kelam etmeyi.

      Sil
  2. Aslinda bizlerin tore olarak nitelendirdiği bir durumla karşı karşıyiz kitapta.. kasaba halki da en az cinayeti isleyenler kadar suçlu bence..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de katılıyorum size. Okurken pek anlaşılmasa da sanki kasaba halkı Nasar'ı pek sevmiyordu ve cinayete göz yumdular ama dediğim gibi hiç bir canlı ölümü hak etmez.

      Sil
    2. Ama her canli ölümü tadacaktir ve Nasar'in ölümü bazı ölümlerden daha anlamlı olmuş.. rastlantilarin dogdurduklari sayesinde dunyanin taa neresinde olan bir kasabadaki bir tore cinayeti bizi buradaki tore cinayetlerini veya toplumsal bakış açısının acizligini dusunmeye itiyor.. ve bu sadece Nasar'in ölümüyle olabilirdi..

      Sil
    3. Evet, haklısınız Marquez töre cinayeti metaforunu çok iyi kullanmış. Benim düşüncem sadece genel bir düşünce, kitap için söylenecek laf yok. Dediğiniz gibi dünyanın bir ucundaki insanların kendi toplumunu sorgulaması için ölmesi gerekiyordu. :) Yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum. Kitap hakkında konuşmak kitabın anlaşılırlığının artması için çok iyi oluyor. :)

      Sil
  3. Bir de benim bloğumdan okumak ister misiniz?

    http://kitapcayasamak.blogspot.com.tr/2013/10/gabriel-garcia-marquez-krmz-pazartesi.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitabı daha okumadan önce sizin yorumunuza göz atmıştım. :)

      Sil
  4. Kitap öyle güzel ve değişik bir kurguya sahipti ki, bitirdikten sonra, ilk 30 sayfasını yeniden okudum:) o zaman başta görmediğim cinayet ayrıntılarını ve esprilerini daha zevkle, farkederek okudum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten de çok sıradşı gelmişti bana da. Yazar ironi ile gerçek arasında çok iyi denge kurmuş. :)

      Sil

...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...