10 Aralık 2014 Çarşamba

Doğu'nun Limanları - Amin Maalouf

Doğu'nun Limanları
Amin Maalouf
Çeviren: Saadet Özen
183 Sayfa
Puanım:★★★

    Doğu... Bizim için hiç yabancı olmayan, hemen hemen her gün duyduğumuz ve kullandığımız bir kelime. Evet, bazen kabul etmesek, kendimizi dışlasak bile bizim de özümüzde, genlerimizde Doğu Kültürü var. Ama doğunun başına 'orta' eklediğim zaman işler değişiyor, yazıma sanki bir bomba düşüyor, çocukların çığlıkları yükseliyor, özlem ve acı birbirine giriyor ve etrafı bir pus kaplıyor. Orta Doğu, kan demek; Orta doğu, savaş demek; Orta Doğu, özlem demek.

   Okumaya başladığım zaman neyle karşılaşacağımı pek bilmiyorum. Nedensiz bir şekilde Doğu'nun Limanları'nı okuma istediği çöktü ve ben de bu isteğe karşı koyamadım, sayfaları birer birer çevirmeye başladım. Savaşın ve kaybedilmiş bir aşkın öyküsünü okuyacağımı hiç tahmin etmemiştim.

   Beyrut, Paris ve yer yer Filistin arasında gidip geliyor bu iç sızlatan öykü. Aslında başlangıcı İstanbul'da yapıyor, oradan Adana'ya uzanıyor ve Ermeni olayları nedeniyle Beyrut'a doğru yolculuğuna devam ediyor. Asıl olaylar bundan sonra başlıyor. Türk bir baba ve Ermeni bir annenin çocuğu olan İsyan'nın, Yahudi bir kıza aşık olmasıyla da olaylar iyice şekillenmeye başlıyor.  II. Dünya Savaşı'nda Paris'e, Arap-İsrail savaşında da Beyrut'a doğru bir yolculuğa çıkartıyor. Roman, savaşın savurduğu hayatlara kırık bir pencereden bakmamızı sağlıyor.

    Savaşın anlatıldığı ama romanın merkezinde insanın olduğu bir kitap Doğu'nun Limanları. Bana öyle geldi, merkezinde daha çok insanın olduğunu hissettim. Başından sonuna kadar savaşın o gri havası hissediliyor ama savaş romanın arka planında seyrediyor. Ancak savaşın arka planda seyretmesi kitabı asla kötü yapmamış. Diğer türlü olsaydı, bu kadar seveceğimi düşünmüyorum. Bu kitap bir insanın öyküsü olarak okunmalı bence. Sevmiş, kabullenmiş, aşık olmuş, gelecek hayalleri kurmuş ve en önemlisi de derinden özlem duymuş bir insanın öyküsü. İsyan, öyküsünü kendi ağzından anlatıyor. Bu sayede başkarakteri vakit kaybetmeden benimsedim. İsyan dedim değil mi? Ne kadar ilginç bir isim! Adının bir öyküsü var elbet ama adı gibi değil kahramanımız. Ruhunda bir kabulleniş, bir teslimiyet var. Kitap, samimi bir havaya sahip. Bende uyandırdığı en büyük izlenim bu oldu. Bu samimiyeti Batılı yazarlarda hiç hissetmedim. Khaled Hosseini'nin Uçurtma Avcısı'nda ya da Zülfü Livaneli'nin romanların da hissettiğim aynı samimi hava, Doğu'nun Limanları'nda var. Bu durum, Doğu'ya özgü bir şey olsa gerek. Olaylar da bize hiç yabancı değil, biliyoruz ki hâlâ Orta Doğu'da akan kanlar dinmiyor. Orta Doğu için belki de nimet olan kültürel zenginlik, tam tersine buranın karabasanı oluvermiş. Bu gerçeği kitap okuyucuya bir kez daha gösteriyor. İnsanların kendi seçimlerinde nasıl kontrolü kaybettikleri, hayatın insanlara acımasız oyun oynamaktan asla bıkmadığı, insanların nasıl acılar çektiği gerçek bir duyguyla okunuyor. Amin Maalouf, ''İnsanlar sadece insan oldukları için bir arada yaşaya bilirler mi? Dil, din ve ırk gibi farklılıklar insanların barış içinde yaşamasına engel mi?'' gibi soruları insana sorgulatıyor. Cevabını da romanın kendisi veriyor.

    Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaptı Doğu'nun Limanları. İçinde bol bol altı çizilesi cümle vardı. Akıcı diliyle de yormuyor. Yapı Kredi Yayınları'nın da kalitesi ve çevirisine diyecek yok. Çok fazla kalın olmayan, istenirse bir günde bitebilecek bu samimi eseri en kısa zamanda okumanızı tavsiye ederim. Ben, Amin Maalouf çok sevdim ve eserlerini okumaya devam edeceğim inşallah. Esen kalın. :)

Altını Çizdiklerim
  • - İlk neyi konuşalım, diye sordu.
           - En kolayı, en baştan almak. Doğumunuzdan...
             İki koca dakika ağzını hiç açmadan gezindi. Sonra, bir soruyla karşılık verdi.
           - Bir inanın hayatının doğumuyla başladığına emin misiniz?
  • "Gerçek üstatlar" derdi, "insana farklı gerçeklikleri öğretenlerdir"
  • Aşk ilk günkü gibi kalabilir, heyecan da öyle. Aylar da geçse, yıllar da geçse. Hayat, insana bıkkınlık verecek kadar uzun değildir.
  • Zaman denen şey bir yanılsamadır. Geçmişin, saatlerin ve günlerin ve haftaların ve on yılların kül kadar ağırlı vardır; gelecek zamansa, isterse sonsuza dek sürsün, saniye saniye yaşanır.

21 yorum:

  1. Buğracığım, yazının tamamına katılmakla beraber şu yazdıklarını bende hissettim ve senin gibi düşündüm. " Savaşın anlatıldığı ama romanın merkezinde insanın olduğu bir kitap Doğu'nun Limanları. Bana öyle geldi, merkezinde daha çok insanın olduğunu hissettim. Başından sonuna kadar savaşın o gri havası hissediliyor ama savaş romanın arka planında seyrediyor. Ancak savaşın arka planda seyretmesi kitabı asla kötü yapmamış. Diğer türlü olsaydı, bu kadar seveceğimi düşünmüyorum. Bu kitap bir insanın öyküsü olarak okunmalı bence. "

    Bende de bu eser bir insan öyküsüdür. Çok önceden okumuş olduğum "Doğu'nun Limanları"nı hatırladıkça boğazımın düğüm düğüm olmasına engel olamıyorum.Tekrardan okuyacağım.
    Unutulmaz eserlerimden olan bu kitabı değerlendirmen benim için çok iyi oldu. Tekrardan bazı şeyleri hatırlatmış oldun. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanların neler yaşadığını düşününce hayata daha güçlü sarılmak geliyor insanın içinden. Beni o kadar etkilemiş ki kitap, bitirdikten sonra tüm kitabı baştan sona düşündüm. Güzel yorumun için asıl ben teşekkür ederim Eral abla. Bazı şeyleri anımsatmayı başarabilmişsem ne mutlu bana. :)

      Sil
  2. Okuma listeme eklendi. Merak edilen bir kitaptı,bu güzel yorumdan sonra almak , okumak Şart oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bittikten sonra iç burkan bir roman. Çok teşekkür ederim Özlem hocam. :)

      Sil
  3. Tüm Maalouf romanları güzeldir, benim favorim Semerkant ise de bu romanı da çok sevmiştim... Bir tek yorumunuzdaki Khaled Hosseini ve Zülfü Livaneli benzetmesine katılmıyorum... Maalouf bu ikisinden (açık ara) çok daha iyi bir yazardır... özellikle ortadoğu üzerine saptamalarının gerçekçiliği ve tarafsızlığı muhteşemdir... ''Yolların Başlangıcı'' romanında Atatürk'ten övgüyle bahseder... bana da hatırlattığınız için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gül, Khaled Hosseini ve Zülfü Livaneli konusunda Buğra'nın farklı bir şey demeye çalıştığını düşünüyorum. Zaten onlar kadar samimi bulduğunu belirtmiş. Onlar gibi iyi falan dememiş. Maalouf'la diğer iki yazarı aynı kefeye koyduğunu idea etmemiş.
      Amin Maalouf senin vurguladığını gibi Khaled Hosseini ve Zülfü Livaneli den açık ara önde bir yazardır. Aynı kefeye koymak mümkün değildir.

      Sil
    2. Evet, Eral abla benim yerime çok iyi açıklamışsın. Dediğin gibi ben sadece Doğulu yazarlara ait bir samimiyetten bahsettim. Bize yabancı gelmiyor. Şuan için zaten Zülfü Livaneli ve Amin Maalouf'tan iki, Kahled Hosseini'den ise bir kitap okudum. O yüzden bu karşılaştırmayı yapacak seviyede değilim. :) Ben de teşekkür ederim. :) Tarafsız ve insancıl bir yaklaşıma sahip olduğu yazılarından çok belli oluyor.

      Sil
    3. Doğru aynen öyle yazmışsınız.. ben yanlış anlamışım :) teşekkürler...

      Sil
  4. Benim de yazarın okuduğum ilk kitabı oldu:) iyi ki okumuşum dediğim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim ilk okuduğum kitabı Semerkant idi. Eğer okumadıysanız Semerkant'ı da tavsiye ederim. Sıradaki Amin Maalouf kitabım ise Afrikalı Leo olacak. :)

      Sil
  5. Amin Maalouf candır :) Ben ilk Semerkant ile tanısmıstım, lise yıllarımda. Sonra da nerdeyse tum kulliyatını okudum. Fakat o zamanlar blog tutmadıgım icin maalesef detayları unutmusum :( Bu sene Semerkant'ı tekrar okuyunca eski bir dostuma kavusmus gibi oldum :) keyifli okumalar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de aynı şekilde Semerkant ile tanışmıştım. :) Gerçekten okudukça insanın okuyası geliyor. Ben de Amin Maalouf'un eserlerine okumaya devam edeceğim. :) Samimi dili ile kendine bağlamasını biliyor.

      Sil
  6. Yazınızı çok beğendim, yıllar önce okumuştum bu kitabı yazınızla yeniden hatırladım. Size tavsiyem eğer okumadıysanız Ece Temelkuran'ın Düğümlere Üfleyen Kadınlar romanını da okuyun. Hazır Doğu'yla ilgili bir şeyler okurken üzerine çok iyi gider diye düşündüm. O'da kadınlar,erkekler, aşk, savaş ve Ortadoğu üzerine nefis bir roman.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum, beğenmeniz beni çok mutlu etti. :) Tavsiyenizi dikkate alacağım, hemen okunacaklar listeme not alıyorum. Bu tarz kitaplar beni çok çekiyor ve yaşadığım toplumu ve coğrafyayı daha iyi anlamamı ve yorumlamamı sağlıyor. :)

      Sil
    2. Sanırım bir yıl önce amin Maalouf'un Doğudan Uzakta kitabını okudum. O'nu da tavsiye ederim çok güzeldi.

      Sil
    3. Öneriniz için teşekkür ediyorum. :) Doğu'yu okumayı ve çözümlemeyi seviyorum. :)

      Sil
  7. Merhaba
    Blogumda dolu dolu kitap çekilişi var, katılımlarınızı beklerim
    http://ilknur--akpinar.blogspot.com.tr/2014/12/dolu-dolu-cekilis.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,

      Blog çekilişlerine şu anlık katılmıyorum. Yine de çok teşekkür ederim. :)

      Sil
  8. Bu yorumdan sonra Doğu'nun Limanlarını okumaya karar vermiştim. Yorum da yazınca haber vermek istedim. http://sayfaarasinda.blogspot.com.tr/2014/12/dogunun-limanlaramin-maalouf.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumum bu kitabı okumanıza vesile olması çok hoşuma gitti. Hemen okuyorum sizin yazınıza da. :)

      Sil
  9. Merhaba yazınızı begendim, kitabı okurken ben de uçurtma avcısı romanı ile bagdastirmistim kendi içimde :) zülfü livaneli kardeşimin hikâyesi kitabını okumanızı da öneririm

    YanıtlaSil

...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...