8 Şubat 2015 Pazar

Yalnızlığa Öykünmek...

Yakın zamanda okuduğum iki öykü kitabını sizlerle paylaşmak istiyorum. Her ikisi de incecik ama her ikisi de duygu yüklü ve güzel öykü kitaplarıydı.


Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler
Yalçın Tosun
Yapı Kredi Yayınları
87 Sayfa
Puanım:★★
   
    Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler bir ilk kitap. Kendisi Türk öykücülüğü için yeni bir isim, ve ben de ilk defa Yalçın Tosun'un bir kitabını okudum. Kitap, 2011 yılında Notre Dame de Sion Edebiyat ödülünü de almış. Öyküleri kısa olmasından, verilmek istenilen mesajı az sayfalara  serpiştirilmesinden ve bir an da bitmesinden dolayı çok sevmiyordum; ama Yalçın Tosun benim bu olumsuz duvarımı yıktı diyebilirim. Özellikle Unutmabeni Çiçekleri, Ölüler Uzar ve Rüyamda Macide'yi Gördüm öykülerini çok beğendim.

   Kitabın ilk olarak adı dikkat çekiyor. İlginç, merak uyandırıcı ve biraz da ürkütücü bir ismi var ama kitap ilerledikçe ve öyküler peşi sıra bittikçe bu adın ne kadar da uygun olduğu anlaşılıyor. Sığı, belki de yaşadıkların hayatın bir nedeni olarak sığlaştırılmış insanların derinliğini anlatıyor Yalçın Tosun. Öykülerdeki karakterlerin genelde ortak özellikleri var: ailevi sorunlar yaşamış ya da yaşayan ve ailevi değerleri yitirmiş, bireysel olarak çökmüş, etrafından insanlar olsa bile kendi içinde yalnızlaşmış, hayatın coşkun bir şekilde akan ırmağına kendileri salıvermiş insanlar. Kitap bize, aile kurumunun hem birey hem de toplum için ne kadar önemli olduğunu güçlü ama bir o kadar da keskin sesle bağırıyor. Kitap ile kapak arasındaki uyumu da beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Kitabı bitirdikten sonra kapağa baktığımda sanki bütün okuduklarım çoktan açıp solmuş, belki de açamadan hastalanmış çiçeğin içinde saklıymış. gibi geldi. 

   Kitabın en dikkat çekici özelliği, öykülerin dilinin muhteşem bir diriliğe sahip olması; öyle ki çoğu öykü basit olsa da dilin güzel ve etkili kullanılması öyküyü bambaşka bir çehreye sokuyor. Bu zamana kadar okuduğum dili en iyi olan kitaplardandı, okurken keşke ''Yalçın Tosun'un kaleminden bir roman da okuyabilseydim.'' dedim. İçindeki öyküler, beşer altışar sayfalık kısa öykülerden oluşuyor. Zaten kitapta topu topu 87 sayfacık. Velhasıl kelam biraz farklı şeyler okumak isteyenlere bu güzel öykü kitabını tavsiye ederim.

Beyaz Geceler
Fydor Mihalyoviç Dostoyevski
İletişim Yayınları
Çeviren: Mehmet Özgül
118 Sayfa
Puanım:★★

   Beyaz Geceler, Dostoyevski Usta'nın ilk dönem kitaplarından biri. Her zamanki gibi yine Dostoyevski'nin kendi yaşamından izler taşıyor. Öykü denecek kadar kısa değil ama roman gibi destansı bir anlatımı da yok. Batıda adına ''Novella'' denilen türe ait diyebiliriz. İsimsiz kahramanımızın dilinden dört gece bir sabahlık platonik aşk öyküsünü anlatıyor. Kendini hayalci diye adlandıran, yalnız yaşayan ama bu yalnızlıktan hiç gocunmayan bir karakter Beyaz Geceler'in anlatıcısı. Bir gün Petersburg caddelerinde dolaşmaya çıktığında bir kızı tacizcinin elinden kurtarır ve kurtardığı kıza aşık oluverir. Buradan sonra da hayalci kahramanımızın ''Ömrüm boyunca bana yetecek kadar güzel günler geçirdim.'' dediği olaylar başlar. 

   Kitabın samimi ve yer yer mizahi bir dili var. Okurken, samimi bir arkadaşımın başından geçen güzel bir aşk macerasını dinliyor gibi hissettim. Dostoyevski'nin, insanın psikolojik durumu söz konusu olunca sayılan yazarların en başında olacağı ilk dönem eserlerinde bile belli oluyor. Bazı paragraflar var ki, ''Evet, bende de bazen böyle olur, bazen böyle hissederim'' dediğim yerler oldu. Ayrıca kitabın akıcı ve kolay okuna bir dili var. Bunda çevirmenin de etkisi büyük. Bu günlükte bana ayrılan sürenin sonuna geldik, her ne kadar yazdıklarım biraz iç karartıcı olsa da içerisinde bahar gibi bir mevsimi barındıran dünya, her ne olursa olsun güzeldir. Esen kalın efendim. :)
   _________________________________________________________________________
   
   İnsanlar hemen hemen hepsi aynı yalnızlığı paylaşırlar, onları yalnızlığa götüren etmenler farklı olabilir ama o boş vermişlik hissi, hayatta kendilerine yer bulamama hissi aynıdır. Diğer insanlar onlara tuhaf ve acımazsız gelir, hayatın ışığı ya göremezler ya da elleriyle söndürmeye başlarlar; ama daha sonra hepsi aynı boşlukta buluşurlar. İnsanlar birbirlerinin yalnızlığına öykünürler...

__________________________________________________________________________

Biraz da gülelim. :)


6 yorum:

  1. Buğracığım, "Beyaz Geceler" ve "Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler". Her iki eseri de okumuştum. Çok beğendiğim eserler. Yalçın Tosun'u bende bu eseriyle tanıdım. Bu eseri de Sevgili Mustafa sayesinde fark etmiştim. Yorumunun için çok teşekkür ederim. Çok iyi bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de Mustafa abinin blogunda görüp okuma listeme eklemiştim. :) Ben de çok teşekkür ederim Eral abla. :)

      Sil
  2. Dostoyevski'ye düşük puan vermek çok ilginç geldi bana. Belki sevemediniz ya da o muhteşem tınıyı alamadınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Suç ve Ceza benim bu zamana kadar okuduğum en iyi kitaptır. Aynı şekilde Yeraltında Notlar'ı da çok beğenerek okumuştum. Beyaz Geceler bunların yanında biraz sönük geldi bana. O yüzden biraz puan kırdım. :) Yoksa Dostoyevski'nin tüm kitaplarında dediğiniz o muhteşem tını var.

      Sil
  3. Merhaba, Yalçın Tosun u ben de bu kitapla tanıdım. Muhteşem bir öykü kitabı. Gerçekten kalemi - anlatımı o kadar iyi ki... Aynı hisleri yaşadım sizinle. O yüzden yavaş yavaş okudum. Başka romanların mola aralarında bir iki öykü okuyarak süreci uzatmaya çalıştım. : ) En etkilendiğim öykü ise Aynada oldu. Yakında bir inceleme yazacağım. Sizin incelemeniz de çok güzel.
    Selamlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,
      Teşekkür ediyorum. Gerçekten de anlatımı çok güçlü ve vurucu. Öykü yerine roman yazsa tadından yenmezmiş. :) Aynada öyküsünü ben de çok sevmiştim. :)

      Sil

...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...