Frank McCourt
Epsilon Yayınevi
Çeviren: Neşe Olcaytu
458 Sayfa
Puanım:★★★★
Puanım:★★★★
23. Kategori (10 puan): Mektuplardan veya anılardan oluşan bir kitap.
Bazı kitaplar vardır, o kitaplar sağlam bir kurgunun üzerine yazılmıştır. Kurgunun gerçekçiliği karşında bazen ''Acaba bütün yaşanan olaylar, acılar ve hüzün gerçek mi?'' diye sorarım kendi kendime. Çünkü o kadar güzel anlatılır, o kadar güzel tasvirler kullanılır ki yazılanları okuyucu bir bir yaşar; ama Angela'nın Külleri'nde ise durum farklı. Bütün bu yazılan anılar ve bu acılar gerçek. İşte gerçek olması da kitabın en güzel yanı bence.
Bu seferki yolculuğumda küçük Frank'ın gözünden 1940'lı yılların İrlandası'nın o yoksul ve sefalet dolu ortamına tanıklık ettim. Frank, Amerika'da doğar ama ailesinin geçim sıkıntısı nedeniyle bir umutla İrlanda'ya gelirler fakat hayatları burada da istenildiği gibi gitmez. Sorumsuz bir alkolik babanın ve her koşulda bile sigaraya para bulan annenin çevrelediği ailede işler her gün daha da kötüye gider. Açlık ve yoksulluk her gün biraz daha fazla hissedilir. Öyle ki Frank'ın küçük kardeşlerine süt yerine su verilir ama bazen su içine katılacak şeker bile bulmak zorlaşır. Ayrıca koyu bir Katolik çevrede de yetişmek hiç kolay değildir. Okulda soru sormanın bile yasak olduğu, tek bir soru sorarsan dayak yiyebileceğin öğretmenlerden eğitim almak git gide zorlaşır küçük Frankie için. Kısa süreli işe girip aldığı tüm paraları içkiye yatıran baba ise her akşam eve sarhoş ve İrlanda şarkıları söyleyerek gelir. Ama tüm olumsuzluklara rağmen Frank'ın kardeşleri ile arasındaki bağ çok güçlüydü. Her zaman kardeşlerini düşünmesi, aç kalmasınlar diye hırsızlığı bile göze alabilmesi beni çok etkiledi.
![]() |
McCourt Ailesi |
Kitabın dehşet verici bir kurgusu ya da nasıl diyeyim merakta bırakacak, yok artık dedirtecek olayları yok. Yoksul bir insanın belki de sıradan bir hayatını anlatıyor; ama öyle bir samimi bir dille yazmış ki Frank McCourt, kitap kendini okutuyor. Bazen yüzümde küçük gülümsemeler olurken bazen de beni epeyce duygulandırdı. Ağlarken güldürmeyi de başarabilen ender kitaplardan. Ufak bir öneride bulunmak istiyorum, yüreğinin kaldırabileceğine inanmayanlar şu anlık hiç bu kitaba bulaşmasınlar ama yine de Pulitzer ödülü almış samimi kitabı herkesin okuması gerektiğinin kanısındayım. Yediğimiz bir lokma ekmeğin bile ne kadar kıymetli olduğunun, halimize her ne olursa olsun şükür etmemiz gerektiğinin bize çok iyi anlatıyor. Dünyanın çoğu yerinde insanlar çok acı çekiyor ve biz bunu bazen unutuyoruz. Bu durumu her zaman aklımızın bir köşesinde bulundurursak belki de hayattan memnuniyetimiz daha da artar, elimizdekilerin kıymetini kaybetmeden anlayabiliriz. Benim gözümde kitabın küçük bir olumsuz yanı vardı. Okurken hiçbir şekilde sıkmıyordu ama kapağı kapattıktan sonra bir daha elime alma isteği uyandırmadı. Sanırım bundan dolayı da okumam birazcık zaman aldı ya da düşen okuma hızıma laf söyletmemek için suçu kitaba yüklüyorum. Bilemeyiz, olur mu olur. :)
![]() |
Frank - Michael - Aphie - Malancy McCourt Kardeşler |
İrlanda asıllı, ABD'li öğretmen ve Pulitzer ödüllü yazar. New York, Broklyn'de doğdu ancak küçük yaşta ailesi ile beraber İrlanda'ya geri döndü. Frank McCourt 11 yaşındayken babası onları terk etti. Ailesine, özellikle de annesine yardım etmek isteyen Franky 13 yaşında eğitim hayatına veda etti. 19 yaşında New York'a gittikten ve askerliğini yaptıktan sonra yarım kalan eğitim hayatına New York üniversitesin'de devam edebildi. Newyork'taki pek çok lisede kompozisyon öğretmenliği yaptı. İrlanda 'daki gerçek yaşamı anlattığı, müzikal oyun büyük başarı kazandı. Kardeşiyle birlikte oynadığı bu oyunu, bir çok eser izledi. Çocukluk yıllarını anlattığı eseri '' Angela'nın Külleri '' dünyanın her yerinden büyük bir okuyucu kütlesine ulaştı.Bir çok dile çevrildi. Çok büyük bir başarı kazanan bu eser, pek çok ödül aldı. Büyük bir yoksulluğun anlatıldığı bu roman, yazarın kalemini kullanmasındaki ustalık, yazılarına aktardığı sevecenlik, ince mizah, umut sayesinde, eserindeki kahramanlarına yaşadıkları bütün sıkıntılara rağmen, kurtuluş ümidi getirmiştir.